Rönesans zarafetiyle göl manzarasını birleştiren Konstanz, sadece zarif atmosferiyle değil; Orta Çağ'dan itibaren Avrupa'nın önemli ticaret ve üniversite merkezlerinden biri olmuş, aynı zamanda Konstanz Konsili gibi Katolik dünyasının tarihinde iz bırakan olaylara ev sahipliği yapmış dini açıdan da önemli bir şehirdir. Bugün Konstanz'ın büyüleyici atmosferini doyasıya yaşayacağımız bir gün olacak. Sabah saatlerinde, göl kıyısında huzurla başlayan yürüyüşümüzde şehrin gotik mimarisiyle süslenmiş eski merkezini, zarif meydanlarını ve görkemli Konstanz Katedrali’ni keşfedeceğiz. Şehirde dolaşırken göl manzarasının dinginliği bize eşlik edecek; renkli cepheli binalar, taş sokaklar ve çiçekli balkonlar eşliğinde adeta bir açık hava müzesinde yürüyor gibi hissedeceğiz. Ardından dileyen misafirlerimiz göl kenarında manzaralı bir kafede keyifli bir mola verebilir ya da dar sokaklarda alışverişin tadını çıkarabilir. Günü Konstanz’ın huzurlu ritmine ayak uydurarak, yavaşlayan zamanın ve estetik detayların keyfini çıkararak tamamlayacağız.

Sabah saatlerinde otelden ayrılıyor ve doğanın renk cümbüşüne ev sahipliği yapan, masalsı güzellikteki Mainau Adası’na geçiyoruz. Konstanz Gölü'nün üzerindeki bu botanik cennette çiçeklerle bezeli patikalar arasında yürüyüş yapıyor, kelebek bahçeleri ve zarif peyzajlar eşliğinde unutulmaz fotoğraflar çekiyoruz. Adada geçireceğimiz zamanın ardından yönümüzü Avusturya'nın kültürle iç içe şehri Bregenz’e çeviriyoruz. Otelimize yerleşip kısa bir dinlenmenin ardından festival akşamına hazırlanıyoruz. Bu akşam, Bregenz Opera Festivali kapsamında Carl Maria von Weber’in büyülü operası "Der Freischütz"’ü, göl üzerinde kurulan eşsiz açık hava sahnesinde izliyoruz. Konstanz Gölü’nün dinginliğiyle bütünleşen bu büyüleyici atmosferde, doğa ve sanat aynı perdede buluşuyor.