Türk Hava Yolları’nın direkt seferi TK-606 ile, 6 Mayıs Çarşamba akşamı saat 18:40’ta İstanbul’dan hareket ediyoruz. Yaklaşık yedi saatlik rahat bir uçuşun ardından, yerel saatle 00:55’te Ruanda’nın başkenti Kigali’ye varıyoruz. Pasaport ve bagaj işlemlerimizi tamamladıktan sonra bizi karşılayan yerel rehberimizle buluşuyor, kısa bir transferin ardından konaklayacağımız otelimize geçiyoruz. Odamıza yerleşip geceyi dinlenerek geçiriyoruz. Ertesi sabah, geç kahvaltımızı aldıktan sonra, Afrika’nın en düzenli ve en güvenli başkentlerinden biri kabul edilen Kigali’yi tanımaya başlıyoruz. Yemyeşil tepeleri, tertemiz caddeleri ve sakin atmosferiyle Kigali, Doğu Afrika’nın en zarif şehirlerinden biridir. Şehir turumuzda modern yerleşim bölgeleri, renkli yerel pazarlar ve Kigali’nin yükselen kültürel dokusunu gözlemliyoruz. Günün en çarpıcı durağı ise, 1994’te yaşanan trajedinin anısına kurulan Kigali Soykırım Anıtı ve Müzesi oluyor. Barışa ve uzlaşıya adanmış bu anıt, 250 binden fazla kurbanın sonsuz istirahatgâhı olmasının yanı sıra, ziyaretçilerine derin bir tarihsel farkındalık ve insanlığın ortak belleğine dokunma fırsatı sunuyor. Akşam saatlerinde otelimize dönüyor, seçkin restoranında alacağımız akşam yemeğinin ardından dinlenmeye çekiliyoruz. Doğu Afrika’nın kalbinde yer alan Ruanda, “Bin Tepeli Ülke” olarak bilinir. 1994’teki trajediden sonra umut, birlik ve yeniden doğuşun simgesi hâline gelen bu ülke, bugün doğal güzellikleri, sıcakkanlı insanları ve huzur veren atmosferiyle Afrika’nın en etkileyici destinasyonlarından biridir.

Sabah kahvaltımızın ardından, doğanın kalbinde geçecek büyüleyici bir gün için yola çıkıyoruz. Rotamız, Ruanda’nın kuzeybatısında, sislerle örtülü volkanları ve olağanüstü biyolojik çeşitliliğiyle ünlü Volcanoes Ulusal Parkı. Yaklaşık üç saat sürecek bu keyifli yolculuk sırasında muz tarlaları, yeşil vadiler ve yerel köyler arasından geçerek “Bin Tepeli Ülke”nin gerçek yüzünü yakından tanıyoruz. Yol boyunca uzanan orman dokusu, endemik kuş türleri, renkli kelebekler ve yer yer görülen altın maymun kolonileriyle bizlere Afrika’nın bambaşka bir doğasını sunuyor. Varışımızın ardından, bölgenin kültürel ruhunu hissetmek üzere Iby’iwacu Kültür Köyü (Gorilla Guardians Village) ziyaretimizi gerçekleştiriyoruz. Geçmişte kaçak avcılıkla geçinen yerel halkın yeniden doğuş hikâyesini anlatan bu topluluk temelli proje, bugün sürdürülebilir turizmin en başarılı örneklerinden biri kabul ediliyor. Burada Ruanda kültürünün derinliklerine dokunuyor; geleneksel danslar, müzik, el sanatları ve hikâye anlatımı eşliğinde yerel halkla etkileşim kuruyoruz. Bu deneyim, yalnızca bir kültürel ziyaret değil, aynı zamanda toplumsal dönüşümün ve doğayla uyumlu yaşamın etkileyici bir yansımasıdır. Günün sonunda, volkanların eteklerinde doğayla iç içe konaklama tesisimize dönüyor, otelimizin restoranında alacağımız akşam yemeğinin ardından dinlenmeye çekiliyoruz.

Sabah erken saatlerde kahvaltımızın ardından, Ruanda seyahatimizin en özel anlarından birine tanıklık etmek üzere Kinigi Park Merkezi’ne doğru yola çıkıyoruz. Varışımızın ardından deneyimli rehberlerimizle buluşuyor ve ormana girmeden önce kısa bir bilgilendirme alıyoruz. Bugün, Ruanda’daki sekiz alışmış dağ gorili ailesinden birini gözlemlemek üzere, korucular eşliğinde sisli ormanların kalbine doğru unutulmaz bir yürüyüşe çıkıyoruz. Her goril grubuna yalnızca sınırlı sayıda ziyaretçi kabul edildiği için, bu deneyim hem son derece özel hem de doğayla kurulan en saf bağlardan biridir. Ruanda’daki goril yürüyüşü, Afrika’nın bu bölgesindeki en iyi organize edilmiş ve en güvenli deneyim olarak kabul edilir. Yol koşulları, park yönetiminin profesyonelliği ve ziyaretçi sayısının dikkatle sınırlanması sayesinde, doğayla kurulan temas çok daha konforlu ve derin bir hale gelir. Birçok seyahat grubu maliyeti düşürmek adına bu aktiviteyi Uganda tarafında gerçekleştirirken, biz Goodlife olarak — deneyimin kalitesi, güvenliği ve sürdürülebilirliği açısından — goril izleme etkinliğini Ruanda’da yapmayı tercih ediyoruz. Bu fark, gezimizin en özel ayrıcalıklarından biridir. Yürüyüşümüz, gorillerin konumuna bağlı olarak birkaç saat sürebilir. Yol boyunca korucularımız orman yollarını açarken biz de yeşilin binbir tonuna bürünmüş bitki örtüsü, kuş sesleri ve uzaktan yankılanan orman uğultusu eşliğinde ilerliyoruz. Nihayet goril ailesine ulaştığımızda, doğanın en etkileyici sessizliğinde onlarla geçireceğimiz bir saatlik gözlem; insanla doğa arasındaki görünmez bağı hatırlatan büyüleyici bir deneyime dönüşüyor. Ziyaretin ardından, ormanın dingin atmosferi içinde geri dönüyor ve otelimize ulaştıktan sonra günün kalanını serbest zaman olarak değerlendiriyoruz. Akşam yemeğimizi otelimizin restoranında alarak bu unutulmaz günü geride bırakıyoruz.